top of page

İki Şehrin Hikâyesi

  • Yazarın fotoğrafı: Admin
    Admin
  • 30 Tem 2017
  • 9 dakikada okunur

İçerik-Giriş

Charles John Huffam Dickens (1812–1870) İngiliz yazar ve toplumsal eleştirmen. Yaşadığı sürede eserleri benzeri görülmemiş bir üne sahip oldu ve yirminci yüzyılda edebi dehası eleştirmenler ve ilgili kişiler tarafından kabul gördü. 1836'da yayınlanan The Pickwick Papers romanı ile şöhrete kavuştu. Birkaç yıl içerisinde uluslararası tanınan bir edebiyatçı oldu, kişilik ve toplum üzerine mizahi, satirik ve keskin gözlemleri ile ünlü oldu. Romanlarının çoğunlukla haftalık ya da aylık yayınlar şeklinde çıkması Viktorya döneminde en yaygın basım şekli olan dizi yayınlara öncülük etti. Dizi olarak çıkan eserler Dickens'a okuyucuların tepkisini iyi değerlendirme fırsatı verdi ve o da sık sık konuları ve karakterlerin gelişimini aldığı yorumlara göre şekillendirdi. Dickens kendi çağının en önemli edebiyatçılardan biri olarak görülür. 1843 tarihli romanı A Christmas Carol yazılan en etkili eserlerden biridir. Her zaman popüler kalmıştır ve hala her sanat tarzında uyarlanmaya devam ediyor. Gerçekçiliği, mizahı, yazım şekli, benzersiz karakterleri ve toplumsal eleştirileri sayesinde yaratıcı dehası Leo Tolstoy'tan G. K. Chesterton ve George Orwell'a kadar pek çok yazar tarafından övülmüştür. Fakat Oscar Wilde, Henry James ve Virginia Woolf ise psikolojik derinlik eksikliği, gevşek yazım tarzı, duygusal mizacından şikâyet etmişlerdir.


Detaylı Özet


Birinci Bölüm:


İngiltere kılarlı büyük çeneliydi. Yanında çirkin yüzlü kraliçe vardı. Fransa kralı da büyük çeneliydi ama yanında güzel yüzlü bir kraliçe vardı. İki ülkede de işlerin hep aynı gideceği biliyorlardı.


İnsanın dünyaya gelişinin 1775 inci senesiydi. Bazı şeylerin önceden bilinebileceğine insanlar inanıyordu. Son zamanlarda gözden düşmesine rağmen falcı kadın, Bayan South Cootlun dünyaya geleceğini, Londra ve Westminterin işgal edileceğini haber verir.


Horoz sokağı sakinlerine Amerika'dan yeni bilgiler geliyordu. Bunlar İngiliz tahtıyla alakalı idi. Fransa ise bastırdığı kâğıt paraları bonkör bir şekilde harcayarak geleceğini harcıyordu. Keşişler ve papazlar egemenliği ellerine almışlar çiftçileri ve ormancıları istedikleri gibi cezalandırıyorlardı. Selam vermeyen halkı çok rahat öldürebiliyorlardı. İngiltere'de dirlik düzen kalmamış, zenginler halkı istedikleri gibi soyuyor hatta öldürebiliyor kimseye hesapta vermiyorlardı.


Bir haydut Londra valisini adamlarının yanında dövüyor, hapishanede gardiyanlar mahkûmlara söz geçiremiyor, bazen cellât çağırıp hırsısın kellesi alınıyor veya yargısız infaz ediyor yakıyorlardı.


1775 yılında bu olaylar olurken oduncu ve çiftçinin sessizce çalışmaları önünde Kral ve Klarliçlerin önlerinde bu hikayenin kişilerinin de bulunduğu halde önlerinde uzanan yolda ilerletiyordu.


Kasım ayının son cuma gecesinde posta arabası Dover yolunda ilerliyordu. Gece sisli, yollar çamurlu araba zor ilerliyordu. Posta arabasında üç yolcu arabanın yanında bayır yukarı tırmanıyordu. Yolcular o kadar sarmalanmıştı ki bir birlerinin ne tür bir insan olduklarını bilmiyorlar. Yolcuların soyguncu ya da onlarla ilişkisi bulunma ihtimalinden birbirine hemen açılamıyorlardı. Arabacı yolculara yolcular arabacıya güvenmiyorlardı. Arabayıtepeye çıkartmaya çalışırken bir atlı gelip arabanın yanında durur. içinde Jarvis Lorry'i sorar. Jerrysisve karanlık içinde tek başına kalmıştı. Arabadaki üç yolcudan her biri kendi arabasında ilerliyormuş gibi diğerleri ile arasında bir ülke uzaklık varmış gibi birer dır kaynağıydı. haberci Jerry yolda sık sık birşeyler içmek için duruyordu. Öğrendiği haber kafasını çok karıştırmış bir çok defa kafasını kaşımak için açınca tepesi dazlak yanları siyah saçlı kafası ortaya çıkmıştı.


Haberci Temple bar çevresindeki Tellson bankasının gece bekcisine haber ulaştırmak için geri dönerken içindeki yolculardan biri bankacı olan posta arabası ilerliyordu. Bankacı sürekli bir mezarı kazıp içinden bir adamı çıkardığını adamın 18 yıldır mezarda olduğunu, çıkınca kızını ona göstermek istediklerini sonra adamın kayblduğunu rüyasında görür. Nezaman uykuya dalsa sürekli aynı rüyayı görür.


Sabah olunca yolcu aydınlığa ve önünde uzanan koruluğa bakarak "hey eşsiz yaradanım 18 yıl diri diri gömülü kalmak haa!.. " dedi.

Posta arabası içinde kalan son yolcu Bay Lorry ile saat 12den sonra Dover'e ulaşmış Royal George otelinde durmuştu. Londra'dan gelen araba merasimle karşılanmıştı. Üstü başı saman içinde eski püskü elbisesi ile Bay Lorry aşağı inmişti.


Jarvis Lorry otele çıkıp Concor de odasına yerleşirken güçlü bir kadın ve hasta bir kızla karşılaşır. Bayan Manette Fransa yolcusudur ve hastadır. Güçlü kadın Bay Lorry'ya bir kaç söz söyledikten sonra Lorry düşünmek için kenara çekilir. Biraz düşünüp dinlendikten sonra şarapçı dükkanına yanına bayan Manette'yı alarak gider. İkisi içerde otururken dışarda şarap fıçısı kırılır ve şaraplar dökülür. Halk yere dökülen şarabın başına toplanıp bir damlasını bile ziyan etmedem içer. Dükan sahibi Jacgues Defarge içerde oturan yaşlı adam ve genç kız ayan Manette gözüne takılır. Herkes gidince Bay Lorry Defarge'nin yanına gelip bir şeyler söyler. Şarapçının yüzünün rengi değişir neşesi kaçar sonra Manette'nin yanına gidip eski efendisinin kızının elini öpüp saygıda bulunur. Sonra hep beraber bir çatı katına kapısı kilitli tavan arasına çıkarlar. Bay Manette çatıda yaşıyordu. Kızı yıllardır görmediği babasını görmekten çok korkuyor bunun için bay Lorry yardım ediyordu. İçeri girdiklerinde odun deposu olan oda içinde ak saçlı bir adam iki büklüm ayakkabı yapıyordu. Ak saçlı ihtiyar gelenlere yorgun gözlerle baktı ancak, sadece Defarce'yi tanıdı yaşlı adam ve kızını tanıyamadı işine devam etti.


İkinci Bölüm: Beş Sene Sonra


Temple barın yanındaki Tellson Bankası 1785 yılında bile eskimiş bir binaydı tavanları alçak. Merdivenleri kırık dökük küf kokan yıkılmaya yüz tutmuş eski köhne bir bina idi.


Bankada diğer büyük şirketler gibi ölüm kokuyordu. Her suça ölüm veriliyor hatta en küçük hırsızlıktan en büyük haksızlığa kadar. İçerdeki işleri de köhnemiş zihniyet gibi en yaşlılar yapardı. 1780 yıllarına gelindiğinde bile sevgilinizden gelen mektuplar kaybolabiliyordu. Tellson bankasının Londra şubesine genç biri geldiğinde, peynir gibi küf kokan dosyaların arasında hayatı çürüyordu. Bankanın önünde getir götür işlerini yapan baba oğul vardı. Baba Jerry Cruncher adındaki fakir bir adam ve 12 yaşında ki oğludur.


Bir mart ayının rüzgârlı sabahında iki odalı eski ama tertemiz bir evde dindar karısının ettiği dualara kızarak kahvaltı masasına oturmuş ahırdaki hayvanlar gibi homurdanarak birşeyler atıştırıp üzerine giydiği elbise ile ciddi bir iş adamı gibi bankaya doğru yol alır. Yanında 12 yaşında ki küçük Jerr vardır. Oda babasının arkası olmayan sandalyesini taşımaktadır. Sandalyeyi bankanın camı önüne koyup beklemeye başlarlar. Banka henüz yeni açılmıştır. İçerden biri gelip seslenir bir getir götür lazım diye. Çocuk babasını Allah'a emanet eder ve tabureye oturur. Bababsını ağzından çıkarıp attığı saman çöpüne bakarak babamın elleri hep paslıdır. Nereden buluyor bu kadar pası etrafta bu kadar demir pasıda yok ki der. İçerden eski bir memur Jerry'e bir mektup vererek Old Bailey mahkemesine Bay Lorry bulup götürmesini ve mahkeme salonuna girip beklemesini söyler. O dönemde idamlar Tyburn'da yapılır. Bailey mahkemesi insanların yargılanıp asıldığı, kazığa oturtup öbür dünyaya gönderildiği bir yerdi. Buraya gelen mahkûmlar genellikle idam edilirdi.


Jerry elindeki mektubu kapıcı ile Bay Loryy'e gönderip kendisinin orda olduğunu gösterip yerine oturur. Lorry peruklu avukatların arasında oturuyordu.


İçerde Charles Darnay adında yirmi beş yaşlarında uzun saçlı uzun ince boylu bir genç Fransa Kralı Louis'ye Fransanın saygı değer kralının bilgilerini aktarmaktan yani casusluk ve vatan hainliğinden yargılanıyordu. Bay Lorry yaşlı adam ve kızı da mahkeme salonunda karşı tarafa tanıklık yapacaklardı. Savcı tutuklunun İngiltere ve Fransa arasında defalarca gidip geldiğini savaş bilgilerini çaldığını İngiliz ve Amerika arasındaki savaştan bir kaç hafta önce bu işe başladığını ancak belgelerin suçlunun el yazmasına ait olmadığını ama bunun sonucu değiştirmemesi gerektiğini jüriyi ikna ederek asılması gerektiğini söyler. Bu arada şahitler dinlenir. bunlardan biri posta arabasında yolculuk yapan Bay Lerry diğer ikisi Dr. Bay Manette ve kızı bayan Manettedir. Bunlardan o şahısla gemide karşılaşmışlardı. Ellerinde somut bir delil olmamasından jüri de tutukluyu berat ettirir. Bu haberi Jerry'e söyleyen Bay Lerry haberi Tellson bankasına götürmesini söyler.


Dr. Manette, kızı Lucie Manette Bay Lorry ve yardımcısı Stryver serbest bırakılan Chales Darnay ile beraber yüksek bir tepenin başında ki lokantaya giderek Darnay'ın hayata dönüşünü kutlarlar. Sonra herkes evine dağılır. Sadece çok içip Bay Carton orada kalır.

Bay Darnay gece yarısı amcası Marki'nin şatosuna gider. Amcasına kurtulduğunu, kurtulmuş olmasa bile kendisinin onu kurtaracağını bildiğini söyler. Amcası Marki ise etrafı taş yüzlerle çevrili şatodan daha karanlıktı. Yğeninin bu sözüne sadece gülümer. Hayatın ve ortamın çok kötü olduğunu ailesinn insanlara çok kötülük yaptığını söyler. Darnay amcasına Dr.Manette ve kzını tanıyıp tanımadığını sorar. Bunu duyan amcası konuyu kapatıp iyi geceler dileyerek odasına çekilirken içinden şunu der" o yatağın içinde cayır cayır yanasın". sonra uşağını yanına çağırır. Kendi dasında uyku tutmaz. Saatlerce bir ileri bir geri gider. Sabah olunca şatodan insanlar teker tekere çıkar ve çeşme başına giderler. Şatoda ki eksik taş yüzlerden biri daha öbürlerine katılmıştı. Taş yüz Marki'nin yastığında yatıyordu. Birden şaşkına dönmüş taş kesilmiş kızarmıştı. Tam kalbine bir kama sokulmuş Kamada bir kağıt parçası kağıtta ise onu mezara götürün Jacgues yazılır.


Günler hızla geçmiş Bay Darnay İngiltereye başarılı bir Fransız olarak yerleşmişti. Kendisini sevdirmeyi başarmıştı. Ülkesinin durumunu da çok iyi bildiği için buraya yerleşip hayatını çalışarak kazanmak istiyordu. Zamanının belli bir bölümünü Cambridge öğrencileri ile geri kalanınında Londra da geçiriyordu. Kendisi gibi Lonraya yerleşmişolan Dr. Manette ve kızı Lucie'yi hiç unutamıyordu. Sonunda Soho'da ki evlerine gitti. Lucie evde yoktu. Babası ile konuşup kızını sevdiğini söyledi. Dr. da kızını Bay Carton ve Bay Stryver'de istediğini söyleyip kızı kimi isterse verebileceğini söyler. Daryan akşam olmadan ayrılır. Bayan Lucie, Bayan Pross ile dışarıdan hava kararınca eve gelir ve Bay Darnay ile karşılaşmaz. Lucie babasının koltuğunda olmadığını görünce telaşla yukarı çıkar. Babası oturmuş çekiçle ayakkabı yapmaya başlamış görür. Biraz tedirgince konuşup odalarına çekilirler. O gecenin sabahında Bay Stryver arkadaşı Cartona evleneceğini söylemek ister. Carton biryandan içki doldurup bir yandan da kendini çok yukarda gören Stryver'in nasihatlerini dinlemektedir. Stryver Bayan Lucie ile evlenmek istediğini söyleyince Carton daha çok içmeye başlar ama arkadaşına hiçbirşey belli etmez. Sonuçta beraber avukatlık bürosunu çalıştırıyorlardı.


Stryver şehrin baro başkanı ve varlıklı biriydi. Çok çalışmış yerini hak etmişti. Ancak çok kibirli ve ukala tavırları yüzünden insanlara tepeden baktığı için çok sevilmezdi. Stryver tatile çıkmadan evlilik işini halletmek stiyordu. Bayan Lucie'yi iki kere davet etmişti ama Lucie gelmemişti. Stryver Sohoya gidip konuşmak bu işi bitirmek istiyordu. Sonuca kesin gözü ile bakıyordu. Giderken Tellson bankasının önünden geçer ve içeri girer. Bay Jorry ile konuşup fikir almak ister. Jorry ve Manette sıkı dostlardır. Bay Jorry bu işin kesinlikle olmayacağını bunun için teklif dahi etmemesi gerektiğini ancak sebebini de söyleyemeyeceğini de anlatır. Bu duruma çok öfkelenen Stryver hızla bankadan çıkar ve ofise gider kitaplar ve dosyalar arasında çalışmaya başlar. Akşam Bay Jorry, Stryver'in ofisine gidip tekrar konuşmak ister. Stryver her şeyi anladığını evlilik teklifi yapmayacağını söyler.


Carton işinde ve toplumda yükselmesine rağmen çokta incelikten anlamayan bir bayanla nasıl konuşulacağını tam bilmeyen biridir. Carton da Lucie aşıktır ve geceleri uyuyamıyordur. arkadaşı sokaktan taşındıktan ve Lucie den vaz geçtikten sonra gidip Lucie ile konuşup ona aşkını itiraf eder. Ancak karşılık bulamayacağını bilip aramızda sır kalsın değip uzaklaşır.


Baba kız o akşam bir ağacın altında saatlerce oturmuşlar güneşin batışını izlemişlerdi. Dr. İlk deva hapis hayatını ve doğup doğmadığını bilmediği kızı veya oğlunu nasıl özlediğini anlatır. Çünkü yarın bayan Lucie ile Darnay evlenecektir. Lucie babasını geç bulmuş ve çok sevmişti. Evin üst katında babalarına bir oda yapacaklardır. Nikaha sadece Bay Lorry ve Bayan Puross dan başka kimse çağırılmamıştır. Ancak nikahına Darnay gelememiştir. Kısa bir zaman sonra düğün yapılır ve balayına giderler. OOnlar gider gitmez Dr. odasına gider ve ayakkabı yapmaya başlar ve kimseyle konuşmaz. Lorry ve Bayan Puross gece gündüz nöbet tutarak Dr. eski haline getirmeye çalıştılar ancak başaramadışar. Lucie bunlardan habersiz balayında eğleniyorzdu. Hastalık dokuz gün sürmüştü. Onuncu günün sabahında Dr. giyinip kitap okumaya başlamıştı. Bunu gören Lorry çok sevinmiş kahvaltıdan sonra Dr.'nin kendisinden tedavisi için yardım istemiştir. Lorry dörtgün Dr. ile konuşup odadaki ayakkabı tezgahını Bayan Puross ile parçalayıp aletleri de bahçeye gömer. Dr. da on dördüncü gününde kızı ile kavuşacak ve artık kendine gelecektir.


Lucie ve eşi Darnay daha yeni dönmüşlerdi ki Sydney Carton'un ayak sesleri duyuldu. Carton, Darnay'a dost olmak ve arada bir evlerine gelmek istediğini söyler. Darnay önce kabul etmez ancak Lıcie kabul etmesini söyleyince kocası da kabul eder.


Günler birbirini kovalar. Herkes hayatından mutludur. Önce Lucie'nin küçük kızı Lucie'nin ayak sesleri duyulur. Sonra bir erkek çocuğunun ayak sesleri duyulur. Aile kalabalık olmuş çok mutlu ve huzurlu yaşıyorlardı. Sdney Cartn arada bir gelip çocuklarla oynuyordu.


Stryver ise işlerini ilerletmiş dul varlıklı üç çocuk annesi bir kadınla evlenmiş hayatını sürdürüyordu. Stryver çcuklarının okutmak için Darnay'a götürür ancak reddeder.


Küçük Lucie altı yaşına girdiğinde yıl 1789'du. Aylardan temmuz. Lorry Telson bankasından Dr. evine gelir. Her şeyin karıştığını suların kabardığını Fransa'dan ayak seslerinin yükseldiğini söyler.

Saint Antoine'da ayaklanma başlamış merkezide Defarge'nin şarapçı dükkânıdır. Yanında da üçüncü Jacgues vardır. Deniz kabarıyor Defarce yanında üçüncü Jacgues'le birlikte bir zindana giriyorlar. Zindanda bir hücrenin duvarında zavallı Doktor Aexander Manette yazılıdır. Doktora ait bilgi aradılar ancak bir şey bulamadılar.


Saint Antoine Mahallesi artık kana bulanmış ve aradan bir hafta geçmiş ortalık sakinleşmişti. Bay ve Bayan Defarge biri kadınları biri erkekleri organize etmiş önderlik yapıyorlardı. Halk bir yandan normal hayata sefil hayatlarına dönmüşlerdir. İnsanlar yine ekmek kuyruğuna girip açlıklarını bastırıyorlardı.


Bay Defarge kaçarak gelip şarap dükkanına girer ve Foulon baba yaşıyor diye insanları organize eder. Foulon Baba birçok insana eziyet etmiş yaşlı bir insandır. Bay Derfarge ve ekibi daha önce bir subayı öldürmüş bügünde Foulon Babayı öldürür. Foulon'un damadı ile askerleri ile Parise doğru ilerlemektedir.


Açlık ve sefalet kokan köylere ve Paris'e doğru insanlar yönelmişti. İsyan başlamış insanlar öldürülüyordu. Paris yakınlarında bir köyde şatosunda yaşayan Darnay'ın amcası Bay Marki'de şatosu yakılarak yok edilmişti. Zalim Marki'ye kimse yardım etmemişti. Aradan iç yıl geçmiş Paristen bir çok iş adamı Londra'ya gelmiş Tellson bankasına uğramıştı. Paris'ten haber almak isteyen Tellson bankasına uğruyordu. Sor Marki de Tellson bankasına gelmiş zalimliğini halka çektireceği acıları anlatıyordu. Darney ve Lorry bir masada sessiz konuşuyorlardı. Lorry Paris'e gitmesi gerektiğini oradaki bankadan bazı kâğıtları getirmesi gerektiğini söyler. Bu sırada bir mektup gelir. Mektubun üstünde Evromonde Markisine yazılıdır. Bu kişi eşinden gerçek ismini gizleyen Charles Daryandır. Paris'ten bir arkadaşından gelen mektupta isyancıların zindana attığı tek suçunun Markiye sadakat olduğunu anlatan Gabella kendisini kurtarması için eski Markiye yalvarıyordu. Mektubu alan Charles Darnay Paris'e gitmeye karar verir. Biri karısı Lucie'ye biri Dr. Manette verilmek üzere iki mektup yazar. Sessizce evden ayrılır. Bir önceki gecede Bay Lorry yanına Jerry'yi alarak yola çıkmıştır. Tarih 14 Temmuz 1792'yi göstermektedir.

Üçüncü Bölüm


1792 senesinde Paris'ten İngiltere'ye gitmek isteyen biri yolların bozuk aletlerin kötü olmasından dolayı çok zor yol alabilirdi. Şimdi ise ihtilal olmuş Fransa kralı hapse düşmüş şartlar daha da ağırdı. Birde her köy ve kasaba başında özgürlükçü muhafızlar vardı herkesi çok iyi araştırıyorlardı.


Charles Darney, Gabelle'nin Abbaye ceza evinden gönderdiği acılı mektup olmasa çoktan geri dönecekti. Çünkü bir dağ kasabasında muhafızlar onu bırakmamış Paris'e kadar zorla ücret karşılığında refakat etmişlerdi. Paris2e vardıklarında Darnay'ın bir göçmen olduğunu öldürmek gerektiğini söyler. Yanındaki muhafız Darnay'ı zorla içeri sokar içerde Defarge vardır. Şarapçı dükkânının sahibi Darnay'ın Dr. Manette'nin kızı ile evli olduğunu öğrenmiş ancak yardım etmeyeceğini söylemişti. Darnay İngiltere'den ayrıldığı 14 Temmuz da yasalar değişmişti. Onun için soylular ve efendiler hapse atılıyor çoğunun da giyotinle başı kesiliyordu. Darnay'ı da Paris'te La Force ceza evine gönderirler. Çünkü elindeki mektupta gerçek ismi Evremonde diye yazılıdır. Darnayı beş adım ve dört buçuk adamlık bir odaya hapsederler.


Bay Lorry her şeyden habersiz bankanın ortasında dinlenirken dışarıda insanlar biley taşının başında toplanmış kılıçlarını biliyorlardı. Dışarıda bir gürültü olunca Lorry yine mahkûmları öldürmeye getirdiklerini zanneder. Dışarı bakmak istemez ancak kapı vurulur. Gelenler Dr. Manette ve kızı Lucie dir. Yanlarında çocukları ve Bayan Prosse vardır.


 
 
 

Comments


Featured Review
Tag Cloud

Copyright @ 2017 - Ozetdunyasi.com Bütün Hakları Saklıdır.

  • Grey Facebook Icon
  • Grey Twitter Icon
  • Grey Google+ Icon
bottom of page